Bilişim çağı içindeyiz ancak treni kaçırıyoruz.
Bilişim sektörü içinde özellikle Yazılım Katma Değeri En Yüksek İş Koludur. Milli beyin gücümüze dayalı, bilgisayar yazılım sektörü stratejik sektördür.
Bilişim şirketleri, personel hariç, kuruluş aşamasında en az sabit yatırım ile hayata geçen şirketlerdir.
Çünkü giderlerin büyük kısmı personel masraflarıdır. Geri kalanı ise bina, iletişim, bilgisayar donanımı ve bazı yazılım araçlarını kapsar.
Ülkemizde birçok üniversiteden yetişen gençlerimiz iş bulamadıklarından BEYİN GÖÇÜ olarak yurt dışına gitmektedir. Bilişim sektörüne destek verildiğinde, işsiz kalan birçok gencimize yüksek gelirli iş olanağı sağlanacak, beyin göçü tersine dönecektir.
Son zamanlarda birçok sektörde olduğu gibi, yabancı şirketler ülkemizdeki birçok bilişim şirketini de satın almaktadır, diğer şirketlerimiz ise zor şartlarda rekabet etmeye çalışıyor. Ayrıca başarılı, kaliteli yerli yazılımlarımız olmakla beraber, uluslararası şirketlerin rekabeti karşısında zayıf kalıyoruz. Yazılım projeleri özellikleri dolayısıyla, küçük ekipler tarafından başarıyla geliştirilir ve projenin yaşayabilmesi için devamlı ARGE (Araştırma Geliştirme) ile desteklenmesi gerekir.
Devletin çeşitli sektörlere desteği yanında bilişime de desteği vardır. En önemli desteklerden biri olan TEKNOPARK kuruluşlarından çeşitli sektörlerle beraber, bilişimciler de faydalanabilmekte ancak yeterli değildir. Çünkü üniversiteler, teknoparkları genelde gelir kapısı olarak görmekte, yüksek kiralar talep etmektedirler. Dolayısıyla ancak az sayıda bilişimci şirket bu olanaklardan faydalanıyor. Diğer bir husus ise teknoparkta yer alabilmek için şirketin ARGE (araştırma geliştirme) yapması gerekir şartı vardır. Aslında YAZILIM PROJELERİ CANLI OLUP, devamlı ARGE ile desteklenmez ise bir zaman sonra zaten ölür. Çünkü teknoloji her geçen gün ilerlerken yenilikleri izleyip uygulamadan bu sektörde yaşamak olanak dışıdır. Ayrıca yazılımların ve donanımların etkin kullanımı için son kullanıcı müşteriye devamlı destek veren BİLİŞİM HİZMET SEKTÖRÜ mevcuttur.
ARGE ve HİZMET çalışmaları birbirinin içine geçmiş olup, çeşitli seviyelerde yetişmiş insan gücüne gereksinim vardır. Ara katmandaki eleman sıkıntısı olmakla beraber, yerli şirketlerin zayıflığı karşısında, birçok yetişmiş eleman daha yüksek ücretlerle yabancı şirketlerin yazılımlarını Türkiye’de pazarlama elemanı olarak iş bulmaktadır. Dolayısıyla yerli yazılımların desteklenmesi, milli ekonominin gelişmesi için mevcut desteklerin daha kolay ulaşılabilir hale getirilmesi gerekmektedir.
Teknoparkları sadece üniversitelerin boyunduruğu altında olmaktan çıkarıp, KOBİ’lerin (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) bir araya gelerek oluşturacakları Sivil Toplum Kuruluşlarının kuracağı Teknoparklar da vergi avantajlarından yararlanmalıdır.
Bilişim çağı trenini kaçırmak üzereyiz. Yerli yazılımı desteklememiz gerekiyor. Türkiye bilişim ile katlanarak büyüyebilir. Çünkü bilişim her sektörün kullandığı yenilikçi itici güçtür.
TELİF HAKLARI NASIL KORUNUYOR
YAZILIM, donanıma yüklenen komutlar dizisinden oluşan dijital ortamda çalışan kısımdır. Bazı yazılımlar ise donanım içinde gömülü olarak bulunur. Diğer birçok yazılım ise yine sonradan donanıma yüklenerek çalışan hayatımızın her yerinde kullandığımız yazılımlardır. Bunlar ticari muhasebe, satış, pazarlama, bankacılık, sağlık, üretim yönetimi, sinema, resim, fotoğraf, müzik, güvenlik, nakil vasıtaları, milli savunma, oyun, mobil cep telefonunda kullanılan saymakla bitmeyecek yazılımlardır. Bütün meslekler tarafından kullanılmaktadır.
Yıllarca emek verilerek devamlı geliştirilen yazılımlar çok kolay olarak ufacık bir USB bellek ile kolayca çalınmaktadır. “Know-how” olarak adlandırılan bu “Bilgi Birikimi” genelde şirkette ücretli çalışan biri tarafından olduğu gibi rakip şirketler tarafından da çalınmakta, kısa bir süre sonra bazı görsel kısımları değiştirilerek piyasaya rakip ürün olarak çıkmaktadır. Burada çalınan KAYNAK (SOURCE) kod diye adlandırılan insan tarafından gözle okunabilen, üzerinde değişiklik yapılabilen yazılımdır, yani exe veya object kod olarak adlandırılan son kullanıcı tarafından çalıştırılan kod değildir. Yerli şirketlerin en büyük sorunu işte bu kaynak kod hırsızlığıdır. Bu hırsızlığı yapanlar da yine yazılım sektörü çalışanları, şirketleridir. Ayrıca yerli şirketlerin hedef (exe, object) kodlu sadece çalışan yazılımları da kopyalanarak kullanılmaktadır.
Diğer taraftan maddi olarak kuvvetli uluslararası şirketler kendi yazılımlarının kopya olarak kullanılmasına karşı hukuk yolu ile haklarını kolayca arayabilmektedirler. Yerli şirketler ise maddi bakımdan zayıf olmaları yanında, telif haklarını koruyacak yeterli araçlar olmaması, mahkemelerin uzunca yıllar devam etmesi, diğer taraftan yukarıda anlatıldığı üzere yazılımın ömrü mahkeme neticesini alamadan demode olduğu gibi sebeplerle hukuki yollara genelde başvurulmamaktadır.
Türkiye’de birçok mesleği icra etmek için bir yere kayıt olmak gerekmektedir. Örneğin avukatlar için Baro, berberler berber odasına, mühendisler mühendis odalarına kayıt olmadan mesleklerini yapamaz, işyeri açamazlar. Bilgisayar mühendisleri odası geç de olsa kurulmuştur ancak bilgisayar mühendisliğini icra etmek için odaya kayıt şartı yoktur. Zaten bilgisayar mesleği diğer birçok mühendislik mezunları tarafından icra edildiği gibi, mühendis olmayan hatta lise mezunu her meslekten kişiler tarafından da icra edilmektedir. Çünkü her meslekte bilgisayar kullanımı olduğundan bu durum normaldir.
Ancak ehliyetsiz kişi veya tüzel kişiler tarafından sözde yapılan yazılımlar ile gerek kamunun gerekse özel sektörün yerli bilgisayar yazılımlarına güveni azalmakta ve neticede ithal yazılımlara yönelmektedirler.
Osmanlı’da ilk olarak 1850 tarihli Encümen-i Daniş Nizamnamesi ile telif haklarının korunmasına başlandı. O yıllarda her devlet ayrı koruma yapıyordu. Edebi ve sanatsal eserlerde telif haklarının korunması için Bern Konvansiyonu, ise uluslararası bir sözleşme olup ilk defa İsviçre’nin Bern şehrinde 1886 yılında birkaç ülke tarafından imzalanmıştır. Daha sonra başka ülkelerin de katılımı ile geliştirilmiştir. Tabii o yıllarda bilgisayar olmadığı için resim, heykel, kitap, müzik gibi sanat eserlerini korumak için yasalar yapılmıştır. Bu sözleşmelerin temelinde düzenlemenin nasıl olamayacağının temel maddelerini belirtir ancak ülkeleri diğer detay konularda serbest bırakır. Daha sonra Avrupa Birliği müktesebatında yine benzer durumda olup, temel hususlar dışında ülkelerin kendi iç hukuk düzenlemesini yapmaları konusunda kısıtlama yoktur. Bilgisayarlar hayatımıza son 50 yılda girmeye başladığı ve son yıllarda çok geliştiği için hukuki koruma diğer ülkelerde ve Türkiye’de de tam sağlanamamıştır. Tanınmış birçok Dünya çapındaki firmalar arasında hırsızlık dolayısıyla davalar görülmektedir.
Türkiye’de çok daha eski yıllarda ve 13.12.1951’de yayınlanan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu mevcuttur. Bu yasa gelişen Dünya şartlarına göre birçok kere değişikliğe uğramış olup en son 23.01.2008’de değiştirilmiş hali uygulamadadır. Yeni gereksinimlere göre ilave değişiklik yapılması için Meslek Birliklerinin görüşü alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından yeni değişiklik çalışmaları da yapılmaktadır.
Mevcut 5846 sayılı kanuna uygun olarak sektörler ve bu sektördeki Meslek birlikleri sayılarına bakarsak SİNEMA (10), MÜZİK (6), İLİM-EDEBİYAT (8), RADYO-TELEVİZYON (1), GÜZEL SANATLAR (1), TİYATRO (1) olmak üzere toplam 27 Meslek Birliği mevcuttur.
İLİM-EDEBİYAT dalında mevcut 7 diğer Meslek Birliğinin yanında 8. Olarak bulunan BİYESAM (Bilişim ve Yazılım Eser Sahipleri Meslek Birliği) diğer sektörler dâhil tüm meslek birliklerinden farklıdır. Diğer tüm Meslek Birliklerinde elle tutulur sanat eserleri olmakla beraber yazılım sektörümüz farklıdır.
Görüldüğü üzere diğer dallardakilerin hepsi sanat dallarında faaliyet göstermekte olup, üyeler hak takibini bağlı olduğu Meslek Birliğine vermektedir. Meslek Birliği ise umuma açık yerlerde, piyasada bu eserlerin parasal hak takibini yaparak, topladıkları paraları üyelerine dağıtmaktadır. Diğer taraftan, bilgisayar yazılımlarının kullanılmasından dolayı Bilgisayar Meslek Birliğinin para toplamak diye bir çalışması olamaz çünkü örneğin müzik eseri gibi bilgisayar yazılımı kolayca kopyalanamaz.
BİLGİSAYAR YAZILIMI SANAT ESERİ Mİ, YOKSA ÜRÜN MÜ?
Bilgisayar yazılımı DEVEKUŞU gibidir. Ne devedir ne de kuştur. Yani bilgisayar yazılımı hem sanat eseridir hem değildir. Bilgisayar her sektörde kullanıldığı için, örneğin bilgisayar kullanılarak dijital ortamda üretilen bir müzik bestesi eserdir. Yine bilgisayar kullanılarak üretilen çizgi karekterleri ile animasyon (canlandırma) filmi, bilgisayar oyunları yine birer SANAT ESERİDİR. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Ancak birçok ticari yazılım şirketinin üretimleri bu kategorilerde değildir. Örneğin Ticari şirket yönetimi (muhasebe, üretim, satış, pazarlama, bordro) hastane yönetimi, müşteri ilişkileri, bankacılık, donanım içine gömülü yazılımlar gibi birçok örnek verilebilir. Bu yazılımların oluşmasında safhalar olarak analiz, programlama ve bakım olarak çalışmalar yapılır. Burada sadece tek bir yazılım programında bahsetmiyorum bunlar birer sistemdir. Bir projenin analizi emek olarak % 25-30, programlama % 10, bakım % 60-65 payları alır. Teknik uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından üretilir ve devamlı yenilik yapılır. Dolayısıyla içinde sanatsal unsurlar bulunmayan tamamen teknik çalışma ile üretilen yazılımlar ise SANAYİ ÜRÜNÜDÜR.
DOLAYISIYLA SANAYİ ÜRÜNÜ OLAN BİLGİSAYAR YAZILIMLARI DİĞER SANATSAL ESER NİTELİĞİNDEKİ YAZILIMLARDAN AYRI BİR KANUN İLE KORUNMALIDIR VEYA MEVCUT KANUN İÇİNE SANAYİ ÜRÜNÜ YAZILIMIN TANIMI VE KORUNMA MADDELERİ AYRICA YAZILMALIDIR.
Mevcut yasal düzenlemelerde isteğe bağlı olan ‘Bilgisayar Programlarının Kayıt ve Tescili işlemlerinin SANAYİ ÜRÜNÜ YAZILIMLAR İÇİN ‘isteğe bağlı’ olmaktan çıkarılmalıdır. Ülkemizde üretilmiş, derlenmiş ve meydana getirilmiş bilgisayar programlarının kayıt ve tescilini yetkili bakanlık nezdinde ve / veya ilgili meslek kuruluşlarının yetkilendirilmesi ile kayıt altına alarak belgelendiren bir kayıt ve tescil sisteminin kurulması yerinde olacaktır.
Sevgi ve saygılarımla
Hasan Ataman YILDIRIM
Bilgisayar Yük. Mühendisi
BİYESAM YK Başkanı / www.biyesam.org.tr